Uranüs İkizler Retrosu ve Dijital Farkındalık: Kendi Gerçeğine Uyanmak
- Filiz Yazgeç
- 8 Eyl
- 5 dakikada okunur
Dijital bağımsızlığınızdan ve kendi insanlarınızla gerçek bağları koruduğunuzdan emin olun.
Neden bu konu?/ Benim Hikayem
Yine bir sabah yürüyüşümde "bu işte bir gariplik var!" diye düşünürken taşlar Uranüs hızıyla yerine oturdu. Araştırmaya başladığımda benim gibi düşünen insanlar olduğunu fark ettiğim bir rahatlama döneminden sonra sizinle paylaşıyorum. Uranüs İkizlerde geri hareketiyle bize hatırlatıyor ve uyarıyor:
Sosyal Medya bize kancayı tatmış ve ilgimizi, dikkatimizi emerek gerçek hayatlarımızla ve bağlarımızla bağımızı korumamızı engelleyen bir hale geldi. Özgürleşmek için adım atacak mısın?
Eminim bir çoğunuza hiç uzak gelmeyecektir ama kendi adıma dijital sosyal dünya ile son zamanlarda adıma iki alanda çok zorlanmaya başlamıştım; hem sosyal medyada bireysel markası ile var olmaya çalışan bir astrolog olarak hem de gözümü ekrandan alamayan bir kullanıcı olarak Süreç git gide tatmin etmekten uzak ve tedirginlik verici bir hal alıyordu. Astrolog ve içerik üreticisi olarak yaşadıklarımı haftaya ayrı bir yazıda paylaşacağım, söz! Ama burada hepimiz gibi kullanıcı ve takipçi olarak geldiğimiz durumu Uranüs İkizler geri hareketi üzerinden anlatmak istiyorum.
Fark ediyordum ki artık yaptığım birkaç günlük detoxlar rahatlatsa da sürdürülebilir olmuyordu çünkü hem "üretmek zorundaydım" ve de diğer insanlardan ve gelişmelerden geri kalmak istemiyordum. Telefonumdan uzaklaştığımda hayat duracak ve çok güvensiz bir yer haline gelecek gibi hissediyordum. İnsanlarla sohbet için buluştuğumuzda her kesin arada bir sosyal medya molası verdiğini ve sessizleştiği fark ediyordum (evet ben de onlardan biriyim tabii ki). İşte bir sabah yürüyüşünde bunda bir gariplik var böyle olmamalı olarak değerlendirmem ile herşey netleşmeye başladı. Uzun araştırmalar sonucu tabii ki..
Uranüs bu sene İkizler burcunda geri hareketine başladı. Geri hareketinde bağımsızlığımızı, farklı açıdan bakmamız gereken alanları yeniden değerlendirme fırsatı sunuyor. Uranüs bu süreçte bir yandan da Kova burcundaki Plüton ile üçgen açıda el eleler. Bu ikili de kontrol edilemez bir hale gelen teknolojik gelişme ve etkilerin, dikkat ekonomisinin bireysel ve toplumsal düzenin dönüşümüne etkisini kendi hayatlarımızda tekrar değerlendirme fırsatı sunuyor bize. Yani en azından benim için kaçınılmaz oldu süre. Gökyüzü bize adeta odak bir alana ayna tutuyor: “Gerçekten özgür müsün, yoksa dijital dünyanın görünmez ipleriyle mi yönetiliyorsun?” Dijital mecraların bize açtığı sınırsız bilgi ve ilgi ("sosyallik") akışının aynı zamanda nasıl manipülasyona dönüştüğünü fark ve kabul etme zamanı.

Dijital Ortamların Görünmez Manipülasyonu
Nedir bu manipülasyon ve nasıl hissedilir? Son zamanlarda sosyal medyanın politik, kültürel ve toplumsal algıları nasıl ustaca manipüle ettiği daha yüksek sesle konuşulmaya başlanmış çoktan. Benim faydalandığım kaynaklar How social media manipulates us: Connected & Alone | Al Jazeera Untangles isimli belgesel serisi ve birkaç bireysel deneyim üzerine görüşme ve birkaç makale oldu. Ve özet şu şekilde:
Manipülasyonun Hayatındaki Etkisini Nasıl Fark Edebilirsin?
Görünen o ki biz sosyal medya kullanıcıları bilginin peşine düşmüşüz ve düşündüğümüzden çok daha büyük bir sahnede, görünmez senaristlerin yazdığı bir oyunun figüranı gibi olmuşuz. Onlar neye ne kadar ilgi ve zaman harcayalım istiyorlarsa ve hangi bilgi dolalım istiyorlarsa kabul ediyoruz. Ve inanın bana bu manipülasyon sadece politik değil. Hayır. Günlük hayatımızda, ruhsal sağlığımızda, hatta kendilik algımızda da oynayan bir mekanizma etkin bir şekilde işliyor..
Telefonundan ne kadar süre ve mesafede uzaklaşabiliyorsun?
Bu noktada bunu yüzeysel bir “ekran süreni azalt” tavsiyesiyle geçiştirilecek bir durum değil. Çünkü korkarım ki yaratmaya çalıştıkları bağımlılık biraz daha derinlerde ve görünmez . Sen de hayatındaki etkisini fark etmek için kendine şu soruları sorarak başlayabilirsin:
Telefonu günde kaç kez istemsiz açıyorsun?
Ne sıklıkla “Bir bakıp çıkayım” deyip sosyal medyada dakikalar hatta saatler kaybettiğini fark ediyorsun?
Sosyal medyada gördüklerin seni hangi duygulara sürüklüyor: eksiklik, kıyas, değersizlik?
Sosyal medyada yaşadıkların kendini değerli hissetmeni nasıl etkiliyor?
En son ne zaman içini ısıtan yüz yüze bir sohbet ettin, sosyal medyada hissettiklerinden farklı neler vardı orada?
Bu soruları kendine dürüstçe yanıtladığında, dijital manipülasyonun hayatında nerelere sızdığını görebilirsin.
"İnsanlar yalnız olduklarını hissetmemek için sosyal medyada gezinse de bu, gerçek doyumu sağlamıyor."
Tam Olarak Burada Neler Oluyor?
Her biri ayrı ayrı Uranüs ve İkizler konuları olan kaçınılmaz gerçekleri söyle listeleyebilirm:
Telefonu kontrol etme eylemlerimiz artık refleks haline gelmiş durumda; “istemediğimiz halde” ekranları açıyoruz ve bir beklenti ve merak ile kontrol ediyoruz.
Dikkat para birimi haline geldi; online ortam bizi sürekli meşgul tutarak bu dikkati kazanmaya ve reklamları göstererek para kazanmaya odaklı şirketler tarafından yönetiliyor.
Yalnızlık ve ayrıksılık hissi artmış durumda ve ekrana bakarak kurduğumuz bağlar, gerçek göz teması ve fiziksel yakınlığın yerine geçebiliyormuş gibi sunuluyor; oysa ki yeterli gelmiyor/ yerine geçmiyor.
Sosyal platformlarda paylaşımlarımıza beğeni, yorum gibi ödüllerin gelme zamanındaki belirsizlik, tıpkı şans oyunlarında ya da kumar makinelerindeki gibi dopamin bazlı “belirsizlik bağımlılığı” yaratıyor.
"Sonsuz kaydırış" ve "otomatik oynatma" gibi tasarım kararları ile biz kullanıcıların kendiliğinden durma kararımız engelliyor; ve maalesef oturum süreleri %20–50 oranında artmış görünüyor.
Öz-değer algımız ile oynanıp beğeni veya etkileşim alma performansına göre temellendiriliyor; Ne yazık ki beğeni azlığı “kimse benle ilgilenmiyor” duygusunu, takipçi kaybı “hata yaptım” duygusunu çok kolay doğurabiliyor.
İçerik üretip beğeni almak bir tür “sosyal doyum” hissi sunsa da gerçek bağlantının yerini tutamıyor. Bu durum, boşluğu derinleştiriyor; daha çok ekran dumanına sarılıyor kullanıcı.
Neler yapabilirsin?
Peki sosyal medya şirketleri ve onların gizli ve değişken algoritmaları, dikkatimizi, ilgimizi, zamanımızı, enerjimizi mümkün olduğunca ekrana kilitlemişken. Gökyüzündeki Uranüs retrosu devreye girerek bizi uyandırmak için ne diyor? "bağımsızlığını geri kazan, manipülasyona izin verme, gerçek iletişimi gözet".
Günlük hayatımızda ve dikkatimizi, algımızı, bilgiyi kullanma şeklimizi tekrar kendi istediğimiz şekilde kullanabilmek için neler yapabiliriz? İşte günlük hayatımızda hangi adımları atarak bu farkındalığı ve bağımsızlaşmayı destekleyebileceğimiz noktalar:
Küçük isyanlar ile teknolojiye küçük molalar vermek bağımlılığımızı esnetebilmek. Doğada yürüyüş yapmak, haftada bir dijital detoks, yatmadan önce 2 saat sosyal medyadan uzak bir süreç yaşamak gibi eylemler özgür zamanlarımızı bize tekrar hatırlatabilir.
Dijital olan ile yüz yüze iletişimin dengesini korumak. Araştırmalar yüz yüze sohbetlerin (görüntülü ya da sesli değil) duygusal bağlamı ve empatiyi güçlendirdiğini, fiziksel temastan fayda sağladığını gösteriyor.
Dürüst ve samimice konuşabildiğiniz kendi insanlarınız ile iletişim rutinleri oluşturmak. Brenee Brown'un "kırılganlığın gücü" üzerine yaptığı çalışmalarında söylediği gibi biri dürüstçe açıldığında diğeri de aynı şekilde yanıt veriyor.
Anlamlı hobileri, topluluk etkinliklerini artırmak. Tek başına ya da insanlarla beraber ekrandan uzak keyifli zamanlar canlılığınızı artıracaktır.
Başarının para ya da şöhretle ilgili olmadığını; tek bir güvenli ilişkiyle bile sükûn bulunabileceğini tefekkür etmek, tekrar sorgulamak.
Dijital dünyada görünür bir personaya sahip olmanın “olduğun halinle bilinmek” ile aynı şey olmadığını tefekkür etmek.
Uranüs İkizler Retrosu’nun Hediyesi
Evet, bu dönem ve süreç rahatsız edici farkındalıklar getirebilir. Ama aynı zamanda bizi kendi zihnimizin ve kalbimizin iplerini yeniden eline almaya davet ediyor. Bundan güzel ne olabilir. Bakalım dijital dünyanın manipülasyonlarından biraz da olsa sıyrıldığında, öz benliğin ve öz değerin ile tekrar bağ kurma fırsatlarını nasıl değerlendireceksin. Ve de en önemlisi gerçekten özgürce seçim yapabildiğinde neleri seçebileceksin.
Tüm bu farkındalıkların içinden geçerken kişisel markaların (özellikle astrologların) sosyal medya ile ilişkisini de bol bol araştırdım. Bu süreçte ortaya çıkan iç görüleri paylaşacağım bir atölye hazırladım. Yakında başlayacak 3 buluşmalı bir atölye ve iyi haber erişimini artırmak için indirim uyguladım. İlgini çekerse buradan detayları öğrenebilir ve ön kayıt yaptırabilirsin:



Yorumlar